Türkiye tehdit altında

26.10.2023
190
Türkiye tehdit altında

Her an AIDS olabiliriz! HIV virüsü taşıyan bayanların rakamı her gün çoğalıyor… Sakarya Üniversitesi SAÜ Öğretim Azası Doç. Dr. Mustafa Yıldız, Türkiye’nin popülasyonun genç olması, şuursuzluk …

Her an AIDS olabiliriz! HIV virüsü taşıyan bayanların rakamı her gün çoğalıyor…
Sakarya Üniversitesi SAÜ Öğretim Azası Doç. Dr. Mustafa Yıldız, Türkiye’nin popülasyonun genç olması, şuursuzluk ve aldırışsızlık, turizmin yaygın olması ve Doğu bloku ülkelerinden HIV virüsü taşıyan bayanların çoğalması sebebiyle tehlike altında olduğunu söyledi.

SAÜ Sıhhatli Yaşam Kulübü azalarının tertip ettiği ‘AIDS Bulaşma ve Korunma” mevzulu konferansta konuşan Yıldız, AIDS’in ‘Edinilmiş Bağışıklık Yetmezliği Belirtiyi’ anlamına geldiğini belirterek, hastalık açısından Türkiye’nin tehlike altında bulunduğunu kaydetti.

Türkiye’de 22 sene içinde 2 bin 73 HIV taşıyıcısı ve 638 AIDS hastası olmak üzere, 2 bin 711 olay tespit edildiğini ifade eden Yıldız, dünyada 40 milyondan fazla insanda HIV virüsü bulunduğunu vurguladı. Yıldız şu bilgileri verdi: ”2006 senesinde AIDS sebebiyle 2.9 milyon şahıs yaşamını kaybetti. Varsayımlara göre, dünya üzerinde günde 14 bin şahsa HIV virüsü bulaşmaktadır. Türkiye’de ilk AIDS hadisesi 1985 senesinde görülmüştür. Dünyada ise 1981 senesinde keşfi yapılmıştır. Ülkemizde 1 Ekim 1985, 30 Haziran 2007 tarihleri arasında 2 bin 73 HIV taşıyıcısı ve 638 AIDS hastası olmak üzere, 2 bin 711 olay tespit edilmiştir. Hadiselerin çoğunu erkekler oluştursa da özellikle üretken çağda bulunan 15-19 yaş gurubundaki genç kızlarda erkeklere oranla daha çok görülmesi dikkat toplamaktadır. Enfeksiyonlardan en çok etkilenen popülasyon 25 ve 39 yaş arasındaki gruptur.”

HIV virüsü taşıyanların yarıdan aşırısının korunmasız cinsel ilişki yoluyla enfekte olduğunu ifade eden Yıldız, Türkiye’de AIDS’in en çok görüldüğü yerlerin Marmara ve Karadeniz Bölgesi ile Antalya olduğunu söyledi. HIV virüsü alındıktan sonra 3 ila 12 sene arasında bulguların görülmeye başlandığını belirten Yıldız, ”Fertlerin AIDS olup olmadığının anlaşılması için bazı kan testlerinin yapılması gerekiyor. AIDS olan hastalarda koltuk altı ve kasıktaki lenf bezlerinin şişmesi, ishal, ağızda beyaz kirler, sebepsiz kanamalar gibi bir hayli bulguyu göreöğreniyoruz. Tam bu bulgular kolay bir hastalığın sebebi de olabilir. Zira bir hayli sistemik hastalıkta görülen bulgularla aynı özellikleri taşır. Şüpheli bir vaziyet varsa kesinlikle eliza testi yapılması gerekir” diye konuştu.

AIDS’in kesin bir rehabilitasyonu olmadığını kaydolan Yıldız, ilaç kullanımıyla sadece bulguların önüne geçmenin muhtemel olabildiğini anlattı. İleride genellikle vefatla sonuçlandığını belirten Yıldız, henüz fertleri AIDS’deri gözetici bir aşının geliştirilemediğini dile getirdi. Yıldız, şunları söyledi: “AIDS 3 biçimde bulaşır. Cinsel ilişki ve kan yoluyla ve de anneden bebeğe geçebiliyor. AIDS aile yaşantısı, cemiyetsel yaşam, el sıkışma, kucaklaşma, sosyal öpüşme, kaşık, tabak ve bıçak kullanımı, sinek sokmaları, yüzme havuzu, banyo ve tuvalet kullanımında bulaşmaz. Televizyon ve gazete haberlerinde sık sık ilkokul çağında AIDS mikrobunu kapmış ve değişik çocukların velileri tarafından taşıyıcı çocuğu mektepten uzaklaştırma gayretlerini görmekteyiz. Gerçeğinde böyle bir bulaşıklık söz mevzusu değildir. Cemiyetin de bu mevzuda bilinçlendirilmesi gerekiyor. HIV aynı ofiste, aynı yerde ya da aynı havayı solumakla bulaşmaz. Cinsel korunma yolu ile hastalığın önüne geçilebilir. Türkiye’nin popülasyonun genç olması, şuursuzluk ve aldırışsızlık, turizmin yaygın olması ve Doğu Bloku ülkelerinden HIV virüsü taşıyan bayanların çoğalması sebebiyle tehlike altında olduğunu söyleyebiliriz.”

Cihan

Kaynak: http://www.haberturk.com/haber.asp?id=47337&cat=220&dt=2007/12/11

BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.