Bitkisel tedavilerin gücü

18.06.2023
414
Bitkisel tedavilerin gücü

Bilimsel çalışmalar ve muayenehane deneyler; bazı nebat, nebatsal ürün ve gıdaların, erkek tipi kellik geni taşıyan şahıslarda saç foliküllerini evvel küçülten, sonra da öldüren bir …

Bilimsel çalışmalar ve muayenehane deneyler; bazı nebat, nebatsal ürün ve gıdaların, erkek tipi kellik geni taşıyan şahıslarda saç foliküllerini evvel küçülten, sonra da öldüren bir testosteron türevi olan DHT’yi yasakladığını göstermiştir.

Gerçekten, bazı nebatlar DHT’nin tesirlerini sen­tetik tıbbi ilaçlar kadar tesirli bir biçimde – hatta bazı erkeklerde daha iyi bir biçimde- yasaklamaktadır.

Hastalıkları ihtiyata ve rehabilitasyon etmede, nebatsal ve gıdasal müdahalelerin aktifliğini kanıtlayan en azından 20.000 bilimsel yazı yayımlanmıştır.

Gazeteci ve yazar Nina L. Diamond Purify Your Body: Natural Remedies for Detoxing from 50 Everyday Situations adlı kitabında şöyle yaz­mıştır: “Yaygın ilaçların yüzde 25′inden aşırısı bit­kilerden türetilmiştir ve yüzde 60′ında ek olarak nebat bazlı maddeler bulunmaktadır. Beyin ve bedeni pozitif doğrultuda etkileyen ya da iyileştiren daha başka bir hayli nebatın kimyevi özelliklerini halihazırda öğreniyoruz. Bunlar, natürel rehabilitasyon yöntem­lerinde kullanılmaktadırlar, ama henüz tıbbi olarak birleşimlenmemişlerdir.”

Şayet nebatlar bu kadar işe yarıyorsa, ilaç işletme­leri neden başka kimyeviler kullanarak onların sentetik versiyonlarını yaratmak ve onları reçeteli ya da reçetesiz ilaç haline getirmek için bu kadar uğraşmaktadırlar?

Yanıt çok kolay: Bir nebat ya da besinin sahibi olduğunuzu iddia edemez ve sonra da onun paten­tini alamazsınız. Ekonomik sebeplerle ilaç işletme­leri bu natürel maddeleri birleşimlemekte, tertemiz, insan üretimi bileşimler yaratmakta ve böylece bu maddelerin ayrıcalıklı sahibi olduklarını iddia edebilmektedirler. İlaç işletmeyi yeni bileşimleri için bir tescil alır ve tescilin süresi dolana kadar geçen birkaç sene süresince o ilacı satan tek işletme olma hakkına kavuşur. Tescil zamanının son bulmasından sonra öteki ilaç işletmeleri de o ilacı üretebilir ve satabilirler.

Tıbbi ve iyileştirici özelliklerinin bilimsel ola­rak rapor edilmesi ve gitgide daha fazla insanın sağlıklarını gözetmek için kullanmaya başlamasıyla, natürel formlarındaki nebat ve gıdaların rekabetiyle karşılaşan ilaç firmaları, natürel, nebatsal ürünler satan departmanlar kurmuşlardır. Natürel olarak bu ürünlerin hiçbirine bir işletme tek başına sahip ola­mayacağından, piyasada yalnızca ilaç firmalarının değil, ilaç üreticisi olmayan, yalnızca nebatsal ürün­ler, vitamin, mineral ve öteki natürel gıdasal ta­mamlayıcılar üreten işletmelerin de sayısız markası bulunmaktadır.

Diamond kitabında şöyle yazmıştır: “Sağlık mevzusunda, nebatsal ve gıdasal müdahalelerin aktifliğini kanıtlayan en azından 20.000 bilimsel yazı yayımlanmıştır. Avrupa’da, özellikle Alman-ya’daki bilim adamları, tıbbi analistler, hekim­lar ve sağlık pratisyenleri, bu mevzuda Birleşik Devletler’in çok ama çok ilerisindedirler.”

Bununla beraber, Amerika Birleşik Devletleri arayı kapatmaya çalış­maktadır. Nebatlar da dahil olmak üzere natürel teda­vilerle alakalı bazı araştırma ve muayenehane çalışmalar, Milli Sağlık Enstitüsü’nün 1992′de kurulan Alter­natif Tıp Büroyu tarafından finanse edilmektedir.
Natürel sağlık korunucusu ve yazar John Robbins “Reclaiming Our Health” adlı kitabında şöyle yazmaktadır: “Seçenek tıp biçimlerinin her biri kendine özgü olmakla beraber, hepsi bedenin kendini tamir etme mekanizmalarına saygılıdırlar ve bedenin natürel ve kendiliğinden olan iyileşme aklına destekçi olmaya çalışırlar.”

Seçenek tıp, hakikatinde bizim orijinal tıbbımızdır. Natürel rehabilitasyonlar, zamanın başlangıcından beri tıb­bın temel taşı olmuşlardır ve takribî surat sene kadar evvel çağdaş ilaçların buluşuna kadar, bildiğimiz tek tıbbi yöntem onlardı. Elbette, sentetik tıbbi ilaçların çoğu ehemmiyetli ve hayat kurtarıcıdır, fakat natürel rehabilitasyon yöntemleri de sıhhatimiz ve iyi olmamız için aynı derecede ehemmiyet taşırlar. Ayrıca nebatların ve besleyici maddelerin tam eforlarına bu surattan tesirlidirler ve ilaçlar kadar dikkatli bir biçimde kul­lanılmaları lüzumluluklarına karşın, bu natürel teda­vilerin sentetik ilaçlara göre daha az yan tesire neden olma avantajları vardır.

Erkek tipi kelliğin önlenmesinde ve rehabilitasyon­sinde nebat, nebatat ve besleyici maddelerin olduk­ça tesirli olduğu ispatlanmıştır. Tek başlarına ya da tıbbi ilaçlar ve saç transplantasyonu operasyonu gibi öteki yaklaşımlarla beraber kullanılabilirler.
İhtiyata ve rehabilitasyon yönteminizi seçerken, natürel tıp mevzusunda akıllı bir hekime müracaat etin.

Saç kaybı mevzusunda başka insanlara destekçi olmaya başladığımda, onlara finasteride ilacıyla alakalı bilgi veriyor ve tecrübelerimi paylaşıyordum. Bu ilaca başladığımda, yalnızca Proscar ismi altında prostat gelişmesine karşı DHT’yi eksiltan 5 mili­gramdık bir hap biçiminde piyasada bulunuyordu. Şimdi, erkek tipi kelliğin önlenmesi ve rehabilitasyonu için 1 miligramlık haplar biçiminde Propecia adıyla satılmaktadır.

Bir Hayli şahıs bana DHT seviyelerini düşürecek ya da DHT’nin saç foliküllerine tesir etmesini en­gelleyecek, tesirli natürel, nebatsal metotların olup olmadığını soruyordu. Birkaç natürel, faal yol bu­lunmaktaydı. Onlara bu bilgiyi sağladım ve nebatları finasteride ile beraber kullandığıma ilave ettim. Bu şe­kilde saç kaybımı yavaşlatmış, saç çıkmasında çoğalış görmüş ve hiçbir yan tesir ile karşılaşmamıştım.

Bazı erkekler öneri edilen nebatları dikenli palmiye -Serenosa repens ya da saw palmetto-, Pygeum africanum ve ısırgan otu ya da yalnızca dikenli palmiye finasteride ile beraber kullanırken, kimileri de yalnızca nebatsal rehabilitasyonu uyguladı. Hepsi ehemmiyetli büyümeler kaydettiler.

“Nebatsal rehabilitasyonu galibiyetli olarak nitelendir­mekte çabukçu davrandığımı düşünmüştüm, ama saçım hala uzuyor,” diye yazıyordu henüz yirmi beş yaşında saçlarının ehemmiyetli bir kısmını kaybetmiş olan Gary. “Buna hala donakalıyorum. Muhtelif yöntem­ler sınamıştım ve hepsine de inançla başlamıştım, fakat neticede hiçbiri işe yaramamıştı. Doğrusu, nebat fikrine pek inancım yoktu. Ama işe yaradı! Çok coşkulu idrak ediliyorsam dramatiğim, ama ger­çekten de coşkuluyum.”

Ellili yaşlannda Michigan’lı bir erkek olan Jim şöyle yazmıştı: “Pygeum ve dikenli palmiye almaya başladım. Yalnızca iki ay sonra berberim incelmeye başlayan tepe bölgemde yeni saçların çıktığını fark etti. Dört beş ay sonra ise incelen bölgenin takribî yüzde 50′si dolmuştu. Şu ana kadar aldığım netice­tan çok etkilendim ve nebatsal rehabilitasyona devam ede­ceğim.”

Yedi ay süresince dikenli palmiye, Pygeum ve ısırgan otu kullanan Mario şöyle diyordu: “Neticelerden çok memnun kaldım. Saç kaybında dra­matik bir eksilme oldu ve saçım daha yoğun çık­maya başladı. Başımın arttaki ufak kel bölge tamamen doldu. Bu rehabilitasyona netlikle devam ede­ceğim.”

Arjantin, Carlos Casares’deri otuz iki yaşındaki Giovanni yedi yıldır tepesinde ve ön saç çizgisinde kesintisiz saç kaybı yaşamaktaydı. “Saçımın ve genç­liğimin usulca yok olup gittiğini görmek çok acı vericiydi. Genelde kuşkucu bir insanımdır ve para tuzağı satış reklamlarına ve fırsatçılara pek prim vermem. Saç kaybını ihtiyata sahası bu cins şarla­tanlıklarla dolu. O kadar ki, bu iftiharsız topluluğun arasında size tesadüfmek mucize gibi. Sonunda bana mevcut alternatiflerle alakalı dürüst bir değerlendirme yapan birini bulmuştum. Üstelik bu şahıs, saç kay­bının neden olduğu gücenme ve kaygıları ve soyguncuların gaddar dünyasında takviye ararken karşılaşılan hayal kırıklıklarını yaşamış birinin anlayış ve yardımını sunuyordu. Bana sunduğunuz bilgiler sayesinde saç kaybımı nebatlarla rehabilitasyon etmeye karar verdim. Bu da kaybettiğim saç mik­tarında ehemmiyetli bir azalmaya neden oldu. Ayrıca finasteride almaya da başlıyorum. Bu mevzuda bana dürüst nasihatler veren tek şahıs olan size, artık mev­cut öteki alternatifleri ve bunların tehlikelerini bildiğim için teşekkür borçluyum.”

BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.